Terörizmin devletleşmiş hali Ermenistan tarafından, Erivan’a bir terör anıtı dikilmiştir. “Nemesis” adı verilen bu anıt, çeteleşerek Türk yurtlarını yakan, yağmalayan; Türk kadınlarına tecavüz edip vahşice parçaladıkları organlarını teşhir eden, körpe Türk çocuklarını gözlerini kırpmadan şehit eden, adına sözde “militan” dedikleri, özde alçak teröristlerin “hatırasına” dikilmiştir. Resmi törenle açılan bu ucube “anıtın” adı da en az çağrıştırdığı vahşet kadar alçakçadır. Zira, “nemesis” hak edilmiş bir cezayı vermek ya da düşman anlamına gelmektedir.
Türkiye ve Azerbaycan devlet adamlarını, emperyalist Avrupa ülkeleriyle işbirliği içinde katleden, masum diplomat ve bürokratlarımızı dünyanın en “güvenlikli” ve “medeni” ülkelerinde kurşuna dizen teröristlerin adına dikilen bu ucube insanlık tarihinin yüz karasıdır. Eğer Almanya’da gamalı haç anıtı yükseltilemiyorsa, Srebrenitsa’da Radovan Karadzic heykeli dikilemiyorsa; bugün Erivan’da da “nemesis” denilen ucube yer almamalıdır, alamaz.
Tarihi gerçekleri çarpıtarak, Ermeni soykırımı yalanına sığınan; işlenen gayri insani savaş suçlarını senatolardaki para babalarını “ikna ederek” reddeden alçaklara, Karabağ’ı hatırlatarak diyoruz ki: Erivan da Misak-ı Milli sınırlarımıza dâhildir!
Bu vesileyle, zaten gergin olan ilişkileri kışkırtarak Türk milletini topyekun savaşa zorlayan Ermenistan’ın, terörizmi öven Nemesis Anıtı’nı nefretle kınıyor, devletimizin yüce makamlarını, Alican Sınır Kapısı’nın adını Talat Paşa Sınır Kapısı olarak değiştirmeye davet ediyoruz.