Dünya geneline yayılan COVID-19 salgınının, Türkiye’deki ilk tespit edilen COVID-19 vakası Sağlık Bakanlığı tarafından 11 Mart Çarşamba günü açıklandı. İlk zamanlarda önlemleri ne kadar önemsemesek de gün geçtikçe bu süreç engellenemez bir hâle dönüştü ve ilk olarak sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
Bu ilandan sonra vatandaş olarak ilk zamanlarda psikolojik olarak ne kadar zorlansak da gün geçtikçe bu duruma alışmaya ve yasak günlerinde, saçlarımızı kesmeye, farklı yemekler yapmaya, kütüphanelerin önünde canlı yayınlar yaparak yasakları keyifli hale getirmeye çalıştık. Bu durumun bir de ekonomik boyutu vardı ve sıra oraya gelince artık hiçbir şey; Tacire, Tüzel Kişilere, Esnafa, SGK’lıya keyif vermiyordu ve gözler bir yandan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca da bir yandan da ekonomi paketlerindeydi…
Vergi Dairesi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumu Ne Yaptı?
18.03.2020 tarihinde Cumhurbaşkanı tarafından “Ekonomi İstikrar Kalkınma Paketi”nde yer alan Kısa Çalışma Ödeneklerine (KÇÖ) başvurmak için bazı şartlar gerekli. Bu şartların en önemlisi ise kısa çalışmaya başladığı tarihte çalışma süresi son dört ayı yani 120 gün ve 3 yılda 600 hizmet günü istiyordu. Tabii bu şartlardan çoğu kişi yararlanamayınca gün sayılarında değişiklik yaptılar. Kısa çalışmaya tabi tutulan işçinin kısa çalışmanın başladığı tarihte çalışma sürelerini ve prim ödeme şartlarını sağlamış olması (Covid-19 etkisiyle yapılan kısa çalışma başvurularında, son 60 gün hizmet akdine tabi olmak kaydıyla son 3 yıl içinde 450 gün prim ödemiş olması) şartını getirdiler. Yani sizin son 3 yılda 450 hizmet gününüz varsa iş değişikliği yapsanız, işe giriş gününüzden 59 gün sonra KÇÖ’ye başvuru yapsanız kabul edilmiyorsunuz. Siz zar zor iş bulup, 01.12.2019 da işe girseniz yani 60 gün hizmet süresinin iki katı hizmet süreniz olsa ama 3 yılda 450 günden daha az hizmet süreniz olsa yine KÇÖ’den yararlanamıyorsunuz. Şanslısınız, bütün şartları karşılıyorsunuz ve KÇÖ almaya başladınız, eğer asgari ücretli iseniz alacağınız para “1580” liradır ve bu para ile bir ay nasıl geçineceklerdi? Bunu hiç düşünmediler.
Bu parayla geçinemeyeceklerini anladıkları zaman devlet bankalarından 3 bin, 5 bin, 7 bin ve 10 bin lira %0 faizli kredi verdiler ve o kredilerin ödemeleri ise onuncu ayda başlayacaktı. Tarihler 10/2020 olunca bu kredileri KÇÖ’den yaralanan vatandaşlar aldıkları 1580 lira ile ödeyemediler ve krediler de ertelenmedi.
Mücbir sebepten yararlanacak mükellef gruplarını yayınladılar, mücbir sebepten yararlanan mükelleflerin; Nisan, Mayıs ve Haziran aylarından vermeleri gereken muhtasar ve katma değer vergisi beyannamelerini verilme süresini 27 Temmuz 2020 ‘ye kadar uzattılar. 03/2020-04/2020-05/2020 döneminde tahakkuk etmiş ve edecek vergi ve SGK borçları 10/2020-11/2020-12/2020 dönemlerine ertelediler. İlk etapta bu yararlı bir şeymiş gibi görünse de ileride daha ağır sonuçları oldu. Mart, Nisan ve Mayıs aylarında ödenemeyen vergiler; Ekim, Kasım ve Aralık da nasıl ödenecekti?
Tarihler son ödeme gününü gösterdiğinde mükellefler bu dönemlerde hem mevcut vergilerini ödemesi gerekiyordu hem de ertelenmiş borçları ödemesi gerekiyordu. Bir ayda mevcut vergiyi ödeyemeyen mükellef iki vergiyi nasıl ödeyecekti? İşin en komik tarafı da şu: 7256 sayılı Kanun kapsamında vergi yapılandırması getirildi ama bu yapılandırma sadece son ödeme tarihi “31.08.2020” olan vergileri kapsıyordu. Mart, Nisan ve Mayıs aylarının vergisi son ödeme tarihleri 31.08.2020 gününden sonra olduğu için bu vergiler ve SGK ödemeleri yapılandırmaya da girmedi. Yapılandırmaların son başvuru tarihi 31.12.2020 günüydü. Başvurular o kadar yoğundu ki yetiştiremediler ve 31.01.2021 tarihine uzattılar. Doğal olarak vergi yapılandırmaları Şubat sonuna; SGK ve Bağ-Kur’lar ise Mart sonuna uzatılmış oldu. Şuan ki ekonomik tabloda ve mükelleflerin hafta sonları çalışamadıkları bir ortamda bu ödemeleri nasıl yapacaklar?
Bir muhasebeci olarak, bu ekonomik durumda mükelleflerin vergi borçlarını ve SGK borçlarını ödeyecek güçleri olduklarına inanmıyorum. Bu durumda yapılandırmanın ödeme tarihleri ertelenmez ise mükellefler ödeme yapamayacaklar ve yapılandırma yapmalarının da bir anlamı kalmayacak.
11 Mart 2020’den bu yana hükümet vatandaş ve mükellefler için birçok şey yaptı ama ne yaptığını ben anlamadım. Kesin bir şeyler oldu ama ne oldu bilmiyoruz.