Batı’da “patronage sysmes” olarak adlandırılan siyasal terim Türklerde “hamilik” olarak adlandırılmaktadır. İki adlandırılmanın da tanımı “hiyerarşik konumda yüksek mevkide olan kimselerin (zengin tüccar, padişah, sultan, kral, vezir, devlet başkanı, vb.) veya kurumların sanatçıları,bilim adamlarını vb. kimseleri kanatlarının altına alarak maddi destek sağlaması ya da sponsor olmak” anlamlarına gelmektedir. Bu yazıda sanata destek sağlayan hamiler (patronage) hakkında örneklere ve günümüz hamiliği hakkında düşüncelere yer vereceğim.
Batı tarihinin ilk hamisi (Patronage) Batılıların büyük atalarından biri olarak kabul edilen Şarlman’dir (Charlemange). Fransız Karolenj hanedanına en şaşaalı dönemini yaşatan bu kral zamanında Avrupa kıtasının toprak bütünlüğünü kısmen de olsa sağlamıştır. Yanı sıra ülkesine bilim adamlarını ve sanatçıları toplamış, ülkesini Batı’nın en büyük el yazması kitap üretim merkezi haline getirmiştir. Dönemi bu yüzden Karolenj Rönesansı olarak ifade edilir. Günümüzde kitap sanatı alanı incelendiğinde hâlâ onun ismi anılmadan geçilmemektedir.
Batı’da özellikle reform yani Rönesans dönemiyle birlikte Papalık kurumu yiten gücünü yeniden kazanmak için bol bol sanat ve bilim hamiliğine soyunmuştur. Çünkü halk papalığın yavaş yavaş karanlık yüzünün farkına varmış ve aydınlanmaya başlamıştır. Dolayısıyla hamilik, kurum için halkın sempatisini kazanmak için propaganda aracı olmuştur. Bu doğrultuda kurum Raffaello, Michelangelo gibi ünlü sanatçıları himayesi altına almış ve eserler üretmelerini sağlamıştır.
1400’lü yıllarda İtalya şehir devletlerinden biri olan Floransa’da ünlenmiş tüccar ailelerinden biri olan Mediciler hamilik konusunda Batı’nın en çok anılan aileleri arasındadır. Bu aile 1400’lü yıllarda zenginliğin en uç noktalarına ulaşmış, üstelik bu sayede Batı’da ilk bankacılık faaliyetlerini oluşturmuşlardır. Bu doğrultuda üzerlerine yapışan tefecilik sıfatından kurtulmanın aracı olarak gördükleri hamiliğe sarılmışlardır. Böylece Rönesans dönemi sanatına ve sanatçısına verdikleri maddi destek ile isimlerini tarihe yazdırmışlardır. Hatta tefecilik sıfatından kurtulmak için aileden üç kişi zaman içinde papa da olmuştur.
Türkler’de ise hamilik konusunda Timur (Timurlenk) ismi ilk başta anılabilir. Timur fethettiği yerlerden sanatçıları ve bilim adamlarını Timur Devleti’nin sarayına toplamış ve desteklemiştir. Bu doğrultuda Türk minyatür sanatında “Timur Üslubu” terimi doğmuştur. Yanı sıra tarihi Ragistan Meydanı’ndaki muazzam mimari eserlere vesile olması nedeniyle mimarlık sanatına da “Timur Dönemi Mimarisi” terimini kazandırmıştır.
Bir diğer önemli Türk hami Fatih Sultan Mehmet Han’dır. Sanata ve bilime çok fazla önem verdiği bilinen sultan, sarayına Batı’dan ressamlar ve bilim adamları getirerek hamiliklerini üstlenmiştir. Öyle ki Türk resim sanatının Batı anlayışlı resim teknikleriyle tanışması onun döneminde olmuştur. Ayrıca Fatih’ten sonra hamilik Osmanlı İmparatorluğu’nda tam manasıyla gelenek haline gelmiştir. Özellikle III. Ahmet, II. Mahmut, Abdülmecit ve II. Abdülhamid dönemi hamilik konusunda çok sayıda somut örnek barındırır. Somut örneklerden en önemlilerinden biri Sanayi-i Nefise Mektebi’dir. Ayrıca Osmanlı’da kadın hamiler de varlık göstermiştir. Özellikle padişahın eşleri, anneleri, kız kardeşleri ve yüksek sınıfa mensup kadınlar bu konuda birbirleriyle yarış içerisine girmişlerdir. Hatice Turhan Sultan, Nurbanu Sultan bu isimlere örnek verilebilir.
Modern dünyada hamilik konusu devletler, vakıflar, büyük şirketler ve zengin aileler tarafından yapılmaya devam etmektedir. Özellikle modern dünyada devlet kurumları hamilik konusunda ipi ilk başta göğüsler. Türkler’de sanat hamisi önemli devlet kurumları olarak Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Türkiye Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Türkiye Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü, Kazakistan’daki Uluslararası Türk Akademisi gibi kurumlar sayılabilir. Türkler’de sanata hamiliği yapan şirketler olarak Türkiye İş Bankası, Yapı Kredi Bankası gibi şirketler sayılır. Aile olarak ise Türkiye’nin önde gelen zengin ailelerinden biri olan Koç ailesine ait Vehbi Koç Vakfı sanat hamiliği konusunda ön plandadır. Özellikle birçok Türk sanatçısının eserlerini satın alarak çeşitli sergiler düzenlemeleri dikkat çekicidir.
Çağımızın Batı’sında sanat hamiliği konusunda önde gelen devlet kurumları olarak; Londra’daki İngiliz Royal College of Art Üniversitesi, Avusturya’daki University of Music and Performing Arts Vienna, ABD’deki University of Chicago sayılabilir. Zengin aile ve vakıf hamiliğin de ise hiç şüphesiz Rothschild ailesi ve vâkıfı en öndedir. Rothschild ailesi çeşitli sanatçılara destek vermelerinin yanı sıra kendi ailelerinin tarihini herkes öğrensin diye birçok filme hamilik de yapmışlardır.
Yukarıda bahsedilenlere ek olarak örnekler çoğaltılabilir ancak bu yazı için bahsedilenler doyurucu sayılabilir. Sonuç olarak sanat hamiliğin insanoğlunun devletleşme süreciyle birlikte başladığı iddia edilebilir. Buna ek olarak tarih boyunca hamilik çeşitli üst sınıf insanların propaganda ve gönül eğlendirme uğraşı olmuştur. Kesin olan şudur ki dünya düzeninde sanatçılar genel olarak bir kuruma veya bireylere bağlı olmadan sanatlarını sürdüremeyecektir.